Sağlık koruma bandını bırak, ticaretine bak!
Başbakanlık hazırladı: Kapasitesi 30 tondan az LPG ikmal istasyonu ile akaryakıt satış yerlerinin etrafında bundan sonra 'iskân dışı alan bırakmak' şart olmasın!
Bürokrasiyi azaltmak amacıyla Başbakanlık tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulu'nda tartışmaya açılan işyeri açma ve ruhsatlandırmaya ilişkin yönetmelik, insan sağlığı, yaşamı ve çevre açısından ciddi riskler içeriyor. Yönetmelikle, LPG parakende satış yerleri, LPG ikmal istasyonları, tüp depolama tesisleri, akaryakıt satış yerleri ve depolama tesisleri için aranan, 'tesis etrafında bırakılması gereken iskân dışı alan' anlamına gelen 'sağlık koruma bandı' zorunluluğu kaldırılıyor.
Yeni yönetmelik, şirket kurmak ve işyeri açmak isteyenlere bürokratik kolaylık amacını taşıyor. Ancak yönetmelikteki bir düzenlemeye göre; LPG perakende satış yerleri, 30 tondan az kapasiteye sahip dökme LPG ikmal istasyonları, tüp depolama tesisleriyle akaryakıt satış yerleri ve akaryakıt depolama tesisleri, çamaşır suyu, deterjan ve temizlik tozu üretim yerleri, zirai mücadele ilaçları, tıbbi müstahzarat laboratuvarları, tutkal, zamk ve yapıştırıcı madde üretim yerleri gibi ikinci sınıf gayri sıhhi müessese olarak adlandırılan fabrika ve üretim yerlerinin faaliyete geçmesi için sağlık koruma bandı zorunluluğu aranmayacak.
Koruma bandı ne demek?
Halen yürürlükte bulunan Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği'nde ise söz konusu bu tesisler için sağlık bandı zorunluluğu bulunuyor. Bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmiyor, sadece uygun zirai faaliyetler yapılabiliyor. Yönetmelikte sağlık koruma bandı, 'Müessesenin çevreye olan zararlı etkisi dikkate alınarak tesis etrafında bırakılması gereken iskân dışı alan' olarak tanımlanıyor.
Sağlık bandı, tesislerin çevre ve toplum sağlığına yapacağı zararlı etkileri ve kirletici unsurları esas alınarak, illerdeki sağlık müdürü başkanlığında ilgili kamu kurumu ve sivil toplum örgütlerinden oluşan bir komisyon tarafından belirleniyor. Başkanın önerisiyle vali tarafından onaylanarak, Sağlık Bakanı tarafından tasdik edildikten sonra kesinleşiyor. Kesinleşen zorunlu band uygulaması belediye sınırları içinde belediyeler, dışında ise bayındırlık ve iskân müdürlükleri tarafından korunuyor.
İnsan yaşamı tehlikeye atılıyor
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Cihan Dündar: Hükümet, insan sağlığı, yaşamı ve çevre güvenliğini dikkate almadan mevzuattaki çevresel kriterlerde yumuşamaya gidiyor. 'Yeter ki yatırım olsun, çevre sorununu sonra hallederiz' anlayışı var. Yönetmelik taslağında ikinci ve üçüncü sınıf gayri sıhhi müesseseler aynı gruba dahil ediliyor. İkinci grup, üçüncü gruba göre daha riskli firmaları içeriyor. İki farklı kuruluşu barındıran grupların tek kalemde ele alınması çevresel anlamda büyük risk taşıyor. Bu sürecin yaşamsal maliyeti var.
Şehir Plancıları Odası Başkanı Erhan Demirdizen: Büyükşehirlerdeki LPG istasyonlarının büyük çoğunluğu konut alanı içinde kaldığı için kaçak. Sanayi Bakanlığı daha önce çıkardığı yönetmelikle o güne kadar ruhsatı olmayan istasyonlara kolaylık getirdi. Bu yeni düzenlemede de 'mevcut ruhsatsız LPG istasyonlarını kurtarabilir miyim' anlayışı var.
İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Duman: Önceki koşullar dünyadaki örnekleri tartışılarak koyuldu. Gelişmiş ülkelerde sağlık koruma bandı var. Bu değişiklik yasanın kendine ve Anayasa'ya aykırı gibi. LPG'ye 30 ton sınırı neye göre seçilmiş 10 ton LPG ile bütün bir mahalle uçurulamaz mı? Örneğin, Başbakan'ın oturduğu yerin yanı başına bir silis öğütme tesisi kurulsa, silikoz hastalığı riski kimseyi rahatsız etmeyecek mi?Meskün mahaller içine üretim ve depolama tesislerinin konması, özel kazanç uğruna riskin kamulaştırılması girişimidir.
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar: İnsan ve çevre güvenliğini yok edecek, tehlikeli bir girişim. Bürokrasiyi azaltma adı altında insan yaşamı tehlikeye atılıyor.
Greenpeace Akdeniz Sorumlusu Ertan Keskinsoy: Marmara depremi ve Tüpraş gerçeği ortada iken, önlemi azaltmak hastalıklı bir zihniyetin ürünü. Dünya daha güvenli üretim standartları hazırlarken Türkiye tersine gidiyor.
Bazı facialar
28 Ağustos 2001: İstanbul'da, Kocasinan Merkez Mahallesi'ndeki LPG istasyonuna dolum yapmaya gelen tankerden gaz sızınca patlama oldu. Bir kişi yaralandı.
5 Temmuz 2003: Ankara'nın İncesu semtindeki bir LPG istasyonundaki patlamada altı kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralandı. Patlama, araç ve konutlarda da büyük hasara neden oldu. ASC şirketinin sahibi Sedat Çelik ile LPG istasyonu yöneticisi Uğur Aktürk tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermekten dörder yıl hapis ve 346 bin YTL para cezasına mahkûm edildi. Dağıtıcı firma Burak Petrol'ün ortağı Mehmet Sırrı Pirençek de iki yıl hapis ve 346 bin YTL para cezasına çarptırıldı.
8 Eylül 2003: Merzifon-Samsun Karayolu' nun 1. kilometresinde bulunan benzin istasyonundaki LPG tankında yangın çıktı. Tankın patlamasıyla, atık kâğıt ve karton yüklü iki kamyon alev aldı. Altı kişi ağır, üç kişi hafif yaralandı.
12 Ocak 2005: Antalya Manavgat'ta Club Voyage Otel'de LPG tankına gaz dolumu yapılırken patlama meydana geldi, 28 kişi yaralandı.
18 Haziran 2005: İstanbul Kâğıthane'de bir LPG istasyonunda, LPG aktarımı sırasında sızan gaz patladı, birçok ev ve işyeri zarar gördü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder